29 Mart 2019 Cuma günü büyük bir ihtimalle hafta sonu rehavetine girilir, Cumartesi gününün nasıl planlanacağı düşünülür. Pazar günü yerel seçimler için oy kullandıktan sonra ne yapılması gerektiğine ilişkin arayışlar başlar. Bu ortam içinde ;
Bir ihracatçımız Birleşik Karlık’a ihraç ettiği ürünlerin akıbetini pek düşünmezken birden e-posta kutusuna yıllarca ticaret yaptığı ve dost olduğu Britanyalı alıcısından bir ileti geliyor .”UK, Avrupa Birliği’nden anlaşmasız çıktı, bu nedenle de İngiliz Sterlini %20 değer kaybetti! Bu bir mücbir sebep hali olduğu için malları satın alamayacağım; mallar gümrükte geri almanı bekliyor. Saygılar”.
İngiltere ile ticaret yapan başka bir ihracatçımızın e-posta kutusuna da şöyle bir ileti düşüyor “ 29 mart 2019 Cuma saat: 23:00 itibari ile Birleşik Krallık AB’den anlaşma olmaksızın çıkmıştır. Bu ayrılışın sonucu olarak Birleşik Krallık artık AB alanında olmayıp, Türkiye’den gelen ürünlere gümrük muafiyetleri uygulanmamaktadır. Birleşik Krallığın Dünya Ticaret Örgütü’ne verdiği taahhütler geçerli olup, bu taahhütler gereği bize sattığınız ürünlere %15 gümrük vergisi konulmuştur. Yaptığımız anlaşmadaki “Brexit Klozu” gereği bu ilave gümrük vergisini size yansıtıp, ödeyeceğimiz bedelden %15 indirim yapıyoruz. İyi günler dilerim.”
Bir üreticimiz, uzun süredir ihtiyaç duyduğu makinayı sonunda uygun bir fiyata bulduğu için İngiltere’den satın almıştır. Ancak 29 mart 2019 Cuma gece yarısında e-posta kutusuna gümrük müşavirinden bir ileti geliyor. “ Abi .. Bu İngiltere AB’den çıkmış. Senin getirdiğin makineye hem vergi çıkıyor hem de lojistikçi demuraj işletiyor. Ne yapalım ?”
Alman bir firma için OEM ürünler üreten firmamız Alman iş partnerinden bir e-posta almıştır. “29 Mart 2019 Cuma saat: 23:00 itibari ile Birleşik Krallık AB’den anlaşmasız olarak ayrılmıştır. Sevkiyat planlarımızı revize ederek, gelecek hafta UK’ye gidecek ürünlerin sevkiyatını iptal ediyoruz. Bu ürünler stoklarınızda kalmaya devam edecektir. Anlaşma gereği hesabınız alacaklandırılmayacaktır. Konu netleşince size bilgi vereceğiz.”
Bulgaristan’da bir üretim tesisi olan ve AB üyelerine yaptığı ticareti bu şirket üzerinden yöneten girişimcimize Bulgar hukuk müşavirinden bir e-posta geliyor. “29 Mart 2019 Cuma saat: 23:00 itibari ile Birleşik Krallık AB’den çıktı. Bunun sonucu olarak mahkeme kararlarının tanınması ve icrasına ilişkin anlaşmalar İngiltere’de geçersiz hale geldi. Bu yüzden İngiltere’deki size 400.000 Euro borcu olan alıcı için Sofya Mahkemeleri’nden aldığımız kararı İngiltere’de icraya koyamıyoruz. Bu konuyla ilgili acil talimatlarınızı bekliyoruz. Ayrıca mahkeme masrafları ile vekalet ücretine ilişkin olarak kalan 10.000 Leva ( 5000 Euro) ödemeyi bekliyoruz. İyi çalışmalar dileriz. “
Umarım Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden İsviçre veya Norveç gibi Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun bir üyesi kalarak, anlaşmalı ve yumuşak bir çıkış yapar da dış ticaret erbaplarımız yukarıdaki e-posta iletilerinin hiçbir zaman almaz.
Ancak, deneyimlerime ve araştırmalarıma dayanarak dış ticaret erbaplarımızın anlaşmasız bir Brexit sürecine hiç de hazır olmadıklarını üzülerek gözlemlemekteyim. Kimilerine göre Birleşik Krallık ile Türkiye arasında bir serbest ticaret anlaşması yapılması suretiyle iş hemen çözümlenebilecek gibi bir algı yaratılıyor. Bu algı yanlıştır. AB ile gümrük birliği olan Türkiye’nin üçüncü taraf bir ülke ile serbest ticaret anlaşması yapması mümkün değildir. Yapılacak olsa bile bu tür anlaşmaların görüşmeleri en az 5 yıl sürmektedir. Bu konuyu dikkatinize çekiyorum.
Anlaşmasız Brexit konusuyla ilgili olarak bütün sorunları çözen, adeta sihirli değnek etkisi yaratacak bir imkan bulunmamaktadır. Ancak yukarıdaki gerçeğe çok yakın ama kurgusal yazışmalar karşısında konunun kafanızda somutlaştığını ve hiçbir şey yapmamanın bir opsiyon olmadığının farkına vardığınızı düşünüyorum. Dış ticaret partneriz ile iletişim halinde olmak ve bazı konuları konuşmak, araştırmak, yazışmak, sözleşmeleri revize etmek ve yeni şartlara uyarlanması konusunda mekanizmalar oluşturmak bu süreçten en az zararla geçmenin anahtarıdır. Bu konuların en önemlilerini aşağıda sizin dikkatinize çekiyorum:
1) Kur Dalgalanması Açısından
23 Haziran 2016’da referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından İngiliz Sterlininde şiddetli dalgalanma olmuştu. Bu bağlamda anlaşmasız bir AB’den ayrılma halinde Sterlin üzerinden yaptığınız anlaşmalarda kur (özellikle Euro ve Sterlin arasında) ve faiz dalgalanmasına 29 Mart 2019 saat 23.00 (Birleşik Krallık saati) itibari ile hazırlıklı olun.
2) Gümrük Kontrolleri, Vergi ve Tarife Dışı Engeller, Menşe Kümülasyonları Açısından
Anlaşmasız bir AB’den çıkış sonucunda Birleşik Krallık sadece Dünya Ticaret Örgütüne verdiği taahhütler ile bağlı hale gelecektir. Bu çerçevede gümrük kontrolleri, tarife ve vergisel yükümlülüklerde ile menşe uygulamalarında ciddi değişikler ortaya çıkacaktır. Bu uygulamalardan kaynaklı gecikme ve masraflar ortaya çıkacaktır.
3) Fikri Mülkiyet Hukuku açısından
Markanız veya tasarımınız AB kapsamında Topluluk Ticari Markası (Community Trade Mark) veya Topluluk Patenti (Community Desings) olarak tescilli ise anlaşmasız bir çıkış ile artık UK’de marka haklarınızın korunması sona erecektir.
4) AB Kapsamında Verdiğiniz veya Sahip Olduğunuz “Münhasır” İlişkileri Açısından
Avrupa Birliği kapsamında lisans, acente, distribütörlük, franchise anlaşmaları gibi münhasırlık içeren ilişkiler Birleşik Krallığın anlaşmasız çıkışı sonucunda Birleşik Krallık ’da kapsam dışına çıkacaktır.
5) Mahkeme Kararlarının İcrasının Kolaylaştırılması Açısından
AB üyesi ülkeler arasında verilen mahkeme kararlarının icrasına yönelik olarak özel anlaşmalar bulunmaktadır. Birleşik Krallığın anlaşmasız AB’den çıkması sonucu bu anlaşmalar uygulanmayacaktır.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım konunu gerek İngiliz gerek Avrupalı hukukçular tarafından dikkatlice işlenip, uyuşmazlıkları nasıl kendileri lehine yönetilebileceği konusunda görüşler, kontrol listeleri ve organizasyonlar yapmaktadırlar.
Bu kapsamda değerli okuyucularıma aşağıdaki tavsiyelere vermek istiyorum:
1) Kur dalgalanması ile ilgili olarak öncelikle ayarlama veya sabitleme klozlar hakkında ticari partnerinizle konuşun. Bu imkân mümkün değil ise hedging imkânlarını bankanız ve finansal danışmanınız ile mutlaka görüşün.
2) Gümrük müşaviriz, lojistik çözüm partneriz ve hukuk müşavirinizle ticari ilişkinizin yapısını değerlendirip ve Brexit’in olası etkilerinin analiz edilmesi hayati önem taşımaktadır. Bu analizi dış ticaret partnersizle paylaşıp kedisinden de bilgi ve analiz talep edin. Vergi ve tarife dışı engeller kaynaklı maliyet ve zararların nasıl yönetileceğine ilişkin ortak bir mekanizma kurmaya çalışın. Özellikle ticari sözleşmelerdeki ICC Incoterms teslim koşulları açısından değerlendirmeler yapın.
3) Sakın mevcut sözleşmelerdeki mücbir sebep klozlarına güvenmeyin. Ticaret partnersizin de güvenmesine müsaade etmeyin. Hiçbir mahkeme sözleşmede Brexit’in mücbir sebep olacağı açıkça yazmadığı sürece Brexit kaynaklı yükümlülükleri askıya almaz. Bu konu ile ilgili olarak şüpheniz var ise özel “Brexit Klozu” oluşturulmasını ticaret partneriz ile görüşün.
4) AB mevzuatının uygulanmasının sona ermesinden sonra etiket, paketleme, ürün standardı, çevre hukuku gibi yükümlülüklerinizi etkileyen alanlarda hangi standartların uygulanacağı konusunda ticari partneriniz ile netleştirin. Bu tür değişiklerin tarafınıza makul bir sürede bildirilmesine ilişkin tekliflerinizde ve anlaşmalarınızda klozlar koyun.
5) Sözleşmelerinizde AB düzeyinde bir münhasırlık var ise özellikle Birleşik Krallığın ismini de geçirerek münhasırlık yetkinin kapsadığını şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edin.
6) Ticari sözleşmelerdeki uyuşmazlık çözüm süreçlerini netleştirin.
Bu yazımının başlığını değiştirerek bir daha hatırlatmak istiyorum; 29 Mart 2019 saat 23:00’e kadar hiçbir şey yapmamak bir opsiyon değildir. Yukarıda ifade etmeye çalıştığım hususlar buzdağının görünen yüzüdür. Benim amacım anlaşmasız Brexit vakasının dış ticaretine büyük bir etki yaratacağı konusunda sadece sizde bir farkındalık yaratmaktır. Geç kalmadan ve zarara uğramadan yabancı partneriz, lojistik çözüm ortağınız, gümrük müşaviriniz, finansal danışmanınız ve hukuk müşaviriniz ile gerçek ve ayakları yere basan tedbirler almanız, siz dış ticaret erbaplarımızın sözleşme kaynaklı hukuki risklerini yönetmeleri açısından büyük önem taşımaktadır.
“Hiçbir Şey Yapmamak Bir Opsiyon Değildir: Brexit’in Uluslararası Ticari Sözleşmeler Üzerindeki Etkilerine İlişkin Kısa Bir Değerlendirme”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.