“Çin’de Beklenen İflas ve Kapanma Dalgasının Bedelini Siz mi Ödeyeceksiniz ?” başlıklı yazımız ile Çin dosyamızı açmıştık. Bu ana yazımız çerçevesinde Çin ile ilgili ekonomik ve hukuki riskleri sizinle paylaşmaya devam ediyoruz.
Bu haftaki yazımıza biraz daha makro boyuttan bir analiz ile başlayıp devamında pratik ihtiyaçlar doğrultusunda konuyu indirgeyeceğim.
Öncelikle, bugünlerde en sık konuştuğumuz konu Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşının nasıl seyredeceği. Geçen hafta JP Morgan’ın yayımladığı bir rapor bu savaşın gidişatı hakkında önemli analizler içermekte. Rapora göre, ABD yönetimi Çin’le yapılan ticarete 200 milyar dolarlık ilave gümrük vergisini zaten koymuş. Ancak 2019 yılı sonuna kadar ek 500 milyar dolarlık daha vergi koymayı planlanmakta. Bunun anlamı ABD, Çin’den aldığı ve sattığı her bir ürüne ilave gümrük vergisi koyacaktır.
Bu bağlamda, bu ticaret savaşını “yeni normal” olarak kabul edip planlarımızı bu kabule göre yapmalıyız. Neden mi? ABD’nin Çin ile çok temel bir derdi ve rahatsızlığı var. Çin, Dünya Ticaret Örgütü üyesi olmasına rağmen 1,5 milyar nüfuslu dev pazarını Batılı şirketlere tam olarak açmamıştır. Bu pazarı açma niyetinde de değildir. Öte yandan Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliğinin bütün nimetlerinden faydalanmaktadır. Şahsen bu durumu, Harward Üniversitesi Profesörlerinden Mark Wu’nun 2016 yılında Harward International Law Journal’da yayımladığı “ The China Inc.: Challence to Global Trade Governance” isimli makalesini ilk okuduğumda anlamıştım. O günden bugüne yaşananlar ve geleceğe yönelik projeksiyonlar bu savaşın uzayacağını göstermekte.
Bu tespitlerden sonra durumun konumuz açısından üç pratik sonucu olabilir:
- Çin’de üretim yapan ve ticaret savaşından etkilenen Batılı şirketlerin bir kısmı üretim faaliyetlerini diğer Doğa Asya ülkelerine kaydırmaya başlamışlardır. Bu süreç artarak devam edebilir.
- Bazı Batılı, özellikle de Avrupalı firmaların Çin’deki üretim faaliyetlerini Ülkemize taşımalarını ve ülkemizin potansiyelinden faydalanma ihtimalini gündeme getirmiştir.
- Çinli firmaların ise ülkemiz gibi Batı pazarına yakın ülkelere, gerek mallarını satmak gerekse atıl kalacak üretim potansiyellerini kullandırmak için büyük bir iştahla gelmeleri beklenebilir.
Bu demek oluyor ki Çin ve Çin’le bağlantılı ticari işlemlerimiz bir şekilde her geçen gün artacaktır. Çinli firmaların ülkemizdeki faaliyetlerini geliştirmesiyle birlikte daha çevremizde çok Çinli iş insanını görmeye başlayacağız.
Bu açıklamalarımız ışığında, Çinli şirketlerin büyük bir kısmı dürüst ve adil bir ticaret yapma anlayışında olmakla birlikte kontrolün güvene mani olmaması gerektiği düşüncesindeyiz.
Bu sebeple, aşağıda sizler için tanıştığınız ya da görüşme aşamasında olduğunuz Çinli bir şirketin durumunu kolayca analiz etmek için örnek sorular hazırladık:
- Çinli firmanın Çince isimini öğrendiniz mi?
- Karşınızda bir şirket olduğunu iddia eden bir tedarikçi veya müşteri var ise Şirket tescil numarasını istediniz mi? Bu numarayı vermekte tereddüt eder ise dikkatli olun
- Google’da (şirket ismi) “scam”, olarak arama yaptınız mı?
- Fabrikanın bağımsız 3.kişi denetçiler tarafından denetleneceğini söylediğinizdeki tepkisi nedir? Sizinle işi yapmak istiyorlarsa ve ciddi bir firma ise olumlu karşılık verecektir.
- Bağımsız 3. Kişi denetçilerin denetiminden sonra son ödemenin yapılacağını söylediğinizde tepkisi nedir? Çinli firma yaptığı ürüne ve işine güveniyorsa olumlu karşılık verecektir.
- Alibaba, Global Sources, Global Market, Made In China gibi e-ticaret sitelerinden Çinli firmanın Hesaplarını çapraz kontrole tabi tuttunuz mu? Farklı profillerde farklı bilgiler görürseniz iyi bir işaret değildir.
- Çin Yüksek Mahkemesi’nde firmanın ismini arattınız mı? Bazı şirketlerle ilgili kararlar ve yaptırımlar görülmektedir.(Çincedir.)
- Numune istediniz mi? Ancak numenin bedelini şirket banka hesabına yatırmayı teklif edin. Bu bilgiyi sağlarsa iyi bir işarettir. Numuneyi belirlediğiniz kuryenin firmadan teslim almasını sağlayın. Kuryenin teslim aldığı adres ile e-mail yazışmalarındaki adresi kontrol edin.
- Kendini üretim şirketi olarak gösteren ama ticaret şirketi olan firmalara güvenmeyin.
- Sabit telefonla görüşme yaptınız mı? Sadece Wechat veya Cep telefonu hatları ile iletişime geçen var ise dikkatli olun.
Gelecek hafta Çin’le iş yapmanın önemli bir pivot noktası olan Çin’deki Marka Hukuku uygulamalarından bahsedeceğiz.
“Çinli Bir Firmanın Güvenilirliğini Nasıl Anlarız?”, yazısı ile ilgili merak ettikleriniz ve verilen hizmetler hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
[…] planladığımdan biraz daha uzun bir yazı kaleme aldığımı ifade etmeliyim. 5 […]