En büyük ihracat pazarımız olan Almanya’da “Alman Tedarik Zinciri Yasası” 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, şimdilik 3000 ve 2024’te 1000 çalışanı olup Almanya dışında bu ülke iin faaliyet gösteren veya Almanya’da faaliyet gösteren şirketlere uygulanmaya başlamıştır. İhracatçımız, Alman müşterislerine mal ve hizmet satıyorsa Alman firma tarafından istenilen “Alman Tedarik Zinciri Kanunu”na uyum amacı ile dokümantasyon, izleme ve tanımlanmış bazı davranış kurallarına tabi olmak zorunda kalacaklardır.
Dünyada toplamda 1.4 milyar işçi insanlık dışı koşullar altında çalışmaktadır. Angaryaya ve köleliğe maruz kalan, kurban işçilerin sayısı giderek artmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün son tahminlerine göre özellikle köleliğe maruz kalan insanların sayısı 28 milyon civarındadır.
Ek olarak, ailelerinin gelirleri çok düşük olduğu olduğu için daha çok çocuk çalıştırılmaya zorlanmaktadır. Burkina Faso’daki altın madenleri, Bangladeş’teki tekstil sektörü ve Fildişi Sahili’ndeki kakao plantasyonları bu tür çalışmalara örnek gösterilebilir. Bu durum, covid 19 pandemisinden sonra daha da kötüleşmiştir. ILO tahminlerine göre 160 milyon çocuk bütün dünyada zorla çalıştırılmaktadır. Bunların da yarısı 12 yaşından küçük çocuklardır.
Ek olarak, tedarik zincirleri, küresel çevresel problemlerin nedeni olarak görülmektedir. Faaliyette bulunduğu sektöre göre, tedarik zincirlerinin faaliyetleri nedeniyle yüzde 90 sera gazları ve hava kirliliği ortaya çıkmaktadır. Örneğin, gıda ve tekstil sektörlerinin bütün tedarik zinciri boyunca arazi kullanımı, su tüketimi ve kirliliği oluşmaktadır.
Bu olumsuz durumun önüne geçmek adına, ülkeler ve Avrupa Birliği, tedarik zincirini mevzuatında insan hakları ve çevre konularında korumacı ve düzeltici etkiye sahip yasal düzenlemelerin yapılması konusunda harekete geçmiştir. Almanya, İngiltere, Norveç, İsviçre kendi yasal düzenlemeleri yapmıştır. Hollanda, Belçika, Avusturya, ve Meksika’da taslak çalışmaları devam etmektedir.
ALMANYA’DA 1 OCAK’TA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Bu bağlamda, en büyük ihracat pazarımız olan Almanya’da “Alman Tedarik Zinciri Yasası” 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, şimdilik 3000 ve 2024’te 1000 çalışanı olup Almanya’ya faaliyet gösteren veya Almanya’da faaliyet gösteren şirketlere uygulanmaya başlamıştır. Bu yasa kapsamına giren şirketlerin mal ve hizmet tedarikleri sırasında Uluslararası Çalışma Örgütü ve Birleşmiş Milletlerin Prensipleri dahilinde;
- Çocuk işçiliğin yasaklanması,
- Zorla çalıştırmanın ve insan ticaretinin yasaklanması,
- Ayrımcılığın yasaklanması,
- Yetersiz ücret ile çalıştırmanın yasaklanması,
- İşkencenin yasaklanması,
- Civa içerikli ürünlerin üretiminin yasaklanması,
- Bazı zararlı maddelerin ihraç/ithalatının yasaklanmasını amaçlamaktadır.
Kanunun ve yasal düzenlemelerin temel amacı, Alman şirketlerine, saydığımız bütün bu insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılmasında başarılı olma sorumluğunu yüklemektir. Bu ihlallerin önlenmesi için gerekli özenin ve çabanın gösterildiğinin kanıtlanmasıdır. Diğer bir deyişle tedarik zinciri boyunca insan hakları ihlallerinin ortadan kalkması için mümkün olan her türü yöntemin kullanıldığını göstermesi “due dilligence“ (basiretli/özenli davranma) yükümlülüğünü emretmektedir.
Bu amaca erişmek için, Kanun kapsamındaki Alman ve yurtdışında iştirak olan firmaların yukarıdaki vakalarla ilgili olarak tedarikçileri üzerinde risk analizi, izleme, denetleme, raporlama ve etkin bir şikayet mekanizmaları kurmalarını, bu süreçleri takip eden bir müdür/direktör/yönetici istihdam etmelerini emrederek, Yasanın gereklerini yerine getirmeyen şirketlerin 50.000 euro idari para cezası, Ayrıca yıllık gelirlerinin yüzde 2 oranında Pazar cezası ile kamu ihalelerinden 3 yıla kadar yasaklanmasını içeren cezalar öngörülmüştür.
Kanunun uygulanması için The Federal Office for Economic Affairs and Export Control (Federal Ekonomik İşler ve İhracat Kontrol Dairesi) adında çok güçlü bir düzenleyici ve izleyici otorite oluşturulmuştur. Bu kuruluş kendi Web sayfasında İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Almanca formlar oluşturarak doğrudan şikayet hattı kurmuştur. Mutemelen isimsiz olarak da kabul edeceği şikayetler hakkında kanun uygulanmasını harekete geçirecek çok ciddi soruşturmalar başlatma kapasitesine sahip olmuştur.
KANUN İHLAL DAVASI
Son olarak, kanun, yukarıda saydığımız hakları ihlal edilen kişilerin Alman mahkemelerinde kanunun uygulanması talep etmek için sivil toplum örgütleri ve sendikalar tarafından temsil edilerek “kanun ihlal edildiği” için dava açabileceklerini düzenlemiştir.
Bu yetti diyorsanız…. Daha etkili bir düzenleme de yolda geliyor. O da Avrupa Birliği tarafından AB Tedarik Zinciri Yasası’nda daha sert maddeler içeren bir düzenleme. Örneğin kapsama aldığı şirketlerde işçi sayısını 250’ye düşürüyor. Şirket yöneticilerinin bireysel sorumlular olduğunu kabul ediyor.
ELEŞTİRİLER
Düzenleme hem destekçileri hem de hem de muhalifleri tarafından aşağıdaki hususlarda eleştirilere tabi tutulmaktadır:
- Kanunun yetersiz hazırlanması ve uygun olmayan bir zamanda yürürlüğe girmiş olması,
- Kanun düzenlemelerinın uyması zor bürokratik bir yapı oluşturarak kırtasiyeciliğe sebep olması,
- Gelişmekte olan ülkelerde üretim yaptırmayı çok zorlaştırdığı,
- KOBİ’lerin kanun kapsamında olmaması,
- Çevre/biyo çeşitlilik ve iklim konusunda daha ayrıntılı koruma düzenlemelerinin getirilmesi,
- Kanunu ihlal sebebi ile hakkı ihlal edilen kişiler lehine tazminat sorumluluğunun düzenlenememesi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR VE ETİK TİCARET HUKUKİ BİR ZEMİNE OTURDU
Sonuç olarak, ihracatçılarımızın müşterilerinin satın alma bölümlerinin sürdürülebilirlik ve etik ticaret ile ilgili olarak yaklaşımlarını ve sözlerini dayandırdıkları hukuki bir zemin oluşmuştur. Bu kapsamda tedarik zinciri yöneticileri etkin bir tedarik zinciri yönetmek adına kendileriyle aynı bakış açına sahip ve ortak etik değerleri paylaşan ihracatçı firmalar ile çalışmayı tercih edeceklerdir. Bunun nedeni, müşteri gözündeki itibarlarını arttırmak, hissedarlarının güvenini kazanmak ve rekabetçi pozisyonlarını arttırma çabalarıdır.
İhracatçımız, Alman müşterilerine mal ve hizmet satıyorsa Alman firma tarafından istenilen “Alman Tedarik Zinciri Kanunu”na uyum amacı ile dokümantasyon, izleme ve tanımlanmış bazı davranış kurallarına tabi olmak zorunda kalacaklardır. Çünkü bu durum, sizden, tedarik ve satış sözleşmeleri sözleşmeleri veya denetçileri vasıtası talep edilecektir. Bu bağlamda, dış ticareti özellikle ihracatı odak noktasına alan şirketlerimizin, ekonomik, sosyal ve çevresel konularında belli standartları uymayı taahhüt eden ancak tedarik ettikleri ürün/hizmet ile ilişkili olmayan olmayan hak ve yükümlülükler içeren sözleşmeleri ve belgeleri çok dikkatli değerlendirmelerini öneririm.
Eğitimlerimiz ile ilgili merak ettikleriniz ve özel eğitim talepleriniz hakkında daha detaylı bilgiler almak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.